İnsanlar hayatlarında beklenmedik birçok olay yaşamaktadır ve bazıları da insanları gerçekten zor bir duruma getirmektedir.. Beklenmedik olaylar, kazalar, ölümler, travmalar, ayrılıklar, hastalıklar gibi olumsuz durumlarda kişinin hayatı bir anda alt üst olabilmekte ve insan ne yapacağını bilemez duruma düşmektedir. Olumsuz bu yaşantılar kişiyi ve psikolojisini derinden zedelemektedir. Ancak bazı bireyler vardır ki çoğu olumsuz olay karşısında pozitif durabilir, çözüm sunar, olumlu yaklaşır, zorluklara karşı dirençlidir. Bu olaylar karşısında bireyin dayanıklılık düzeyi de ‘psikolojik sağlamlık’ kavramını oluşturur. Bu kavram olumsuz süreç karşısında kişinin bir kaya gibi kalarak yeni duruma uyum göstermesidir ve bu duruma göre evrilerek hayata devam etmesidir.
Yani psikolojik açıdan sağlam bireyler bahsedilenler gibi bir durum yaşadıkları zaman normal yaşantılarına uyum sağlamada diğer bireylere göre daha iyilerdir, kendilerini ve duygularını tanırlar, problem çözebilmede iyilerdir, pozitif yapıya sahiplerdir ve duygularını bastırmak yerine bunları ifade edip gösterirler. Bu şekilde yaşadıkları sorunların üzerinden kolaylıkla gelebilmektedirler. Peki psikolojik olarak nasıl daha sağlam hale gelebilir ve karşılaşılan problem ya da olaylar karşısında nasıl bir yol izlersek yıkılmadan ayakta kalabiliriz?
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK NASIL GELİŞİR?
Sağlamlığı geliştirmek için ilk olarak kişi kendisini ve duygularını tanımalı ve isimlendirebilmelidir. Hayatta nerelerde başarılı ve güçlü olduğunu keşfetmelidir. Kendisinde öz denetimi sağlayarak olaylar karşısında nasıl bir tutum sergilediğini değerlendirmeli ve kendini gözlemlemelidir. Sosyalleşerek yalnız kalmaktan uzaklaşmalı ve kendisinin seveceği aktivitelere yönelmelidir. Bu aktiviteler elbette kişiden kişiye değişmektedir ancak güzel bir müzik, meditasyon ya da yoga, spor yapmak, doğa yürüyüşleri, bir sanat dalı ile ilgilenmek, hoş bir film izlemek, sevilen ve değer verilen kişlerle yapılan sohbetler gibi aktiviteler ile kendini daha da güçlü ve dayanıklı hale getirebilir.
Psikolojik açıdan sağlam olan bireyler olumsuz durum yaşadıkları zaman da mutlaka başkaları gibi desteğe de ihtiyaç duyabilmektedir ve bu durum elbette doğaldır. Ancak sağlam bir yapıya olumlu bir bakışa sahip bu bireyler bu özellikleri ile terapötik sürece daha kolay alışarak tedaviye olumlu yönden katkı sağlamaktadırlar. Sağlam olmaları, kendilerini ifade edebilmelerini ve yardıma açık olmalarını sağlar. Böylece yapılacak olan terapiye kendi kendini iyileştirici bir şekilde büyük bir katkı sağlayabilirler ve sorunu çözmek için daha yapıcı ve içtenlikle hareket edebilirler. Soruna odaklanarak hareket eder, çözüm yolu arar, terapiste kendini açmada içten davranır, problemi aşmaya gider ve böylece daha kolay ve yapıcı, temelleri sağlam bir şekilde problem ortadan kaldırılır. Bu durum sayesinde hem kendilerine hem de terapiste büyük bir şekilde yardımcı olarak sorunların çözümünde etkin rol de alarak kısa sürede büyük bir yol katedebilmektedirler.
Terapi süreci de kişilerin bu olumlu yapısını geliştirir ve kişiyi kendini farkındalıklarını, benlik saygılarını, problem çözebilme düzeylerini geliştirerek kişileri daha da olumlar ve poztif bir etki yaratmak için paha biçilemez bir ortam sunar. Bireyler desteklendiğini görerek ve terapist ile güven ilişkisi kurarak terapistin de dönütleri ile kendilerine daha olumlu bir şekilde bakar ve böylece sorunlar karşısında ne kadar pozitif ve çözüm odaklı olduğunu kendi kendine daha iyi bir şekilde görür. Böylece sağlamlık düzeylerinde iyileşmeler ve yeni yapıcı oluşumlar eklenir.
teşekkürler çok yararlı bir yazı oldu