Ruh sağlığı alanında uzmanlaşmış birçok meslek dalı bulunmaktadır ve bireylere bu hizmeti sağlayacak kişileri şu şekilde sıralayabiliriz;
Psikiyatri hekimi, tıp eğitimini tamamladıktan sonra psikiyatri alanında eğitim alarak uzman olan kişilerdir. Bu kişiler diğer yardım sağlayan uzmanların ötesinde problem durumu daha ağır olan (şizofreni, kişilik bozuklukları, bipolar, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, vb.) vakalar ile ilgilenmektedirler. Bu uzmanlar hastalık tanısı koyabilmekte ve hastalığın seyrine göre tedavi süreci başlatabilmektedirler. Ayrıca yine problem ve kişinin durumuna göre ilaç yazabilmekte ve bireyler için uygun olacak tedavi planı oluşturabilmektedirler. Bu kişiler devlet ya da özel hastanelerde olabileceği gibi özel psikiyatri merkezlerinde, bireysel muayenehanelerde bu hizmeti sağlamaktadırlar.
Psikolog/Klinik Psikolog, ise ‘psikoloji’ bölümünde 4 yıllık lisans eğitimini tamamlamış kişilerdir. Ayrıca alanında klinik psikoloji, psikoloji, gelişim psikolojisi vb. alanlarında yüksek lisans, doktora gibi eğitimleri tamamlayarak uzmanlaşabilmektedirler. Kişiler ağır olmayan ruhsal hastalıklarda psikoterapi verebilir ve destek oluşturabilirler ancak tanı koyabilme ya da ilaç yazabilme gibi yetkileri yoktur. Ancak psikiyatri hekimi ile beraber konsültasyon içinde bulunabilirler. Bu bireyler de tıpkı psikiyatri hekimleri gibi hastanelerde, özel kliniklerde ve bireysel danışma merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında mesleklerini yapmaktadırlar.
Psikiyatri hemşiresi ise bu alanda lisans eğitiminden sonra eğitimine devam ederek psikiyatride uzmanlaşan bireylerdir. Ruh sağlığı alanında psikiyatri hekimine yardımcı olma, destek verebilme, bireylere ruh sağlığı hakkında bilgi verme gibi görevleri vardır. Tanı koyma ya da ilaç yazma gibi görevleri yoktur. Kişiler mesleklerini özellikle hastanelerde ve özel kuruluşlarda gerçekleştirmektedirler.
Sosyal hizmet uzmanı ise özellikle ruh sağlığı sorunu yaşayan kişilere yaşamsal ve sosyal anlamda hizmet sunmakta, psikiyatri hekimine de destek sağlamaktadır. Bu kişiler de psikologlar ve psikiyatri hemşireleri gibi tanı koyamaz ilaç veremezler. Kişiler kamu kurum ve kuruluşlarında, çocuk hizmetleri müdürlükleri vb. alanlarda görev alırlar.
Psikolojik Danışman ise lisans eğitimini psikolojik danışmanlık alanında tamamlamış ve alanında aldığı eğitimler ile uzmanlaşan kişilerdir. Bu kişiler de diğer meslek dalları gibi ruhsal hastalığın tanısını koyamaz ve herhangi bir ilaç vermede yetkisi yoktur. Bu anlamda bakıldığında psikolojik sorunlar yaşayan kişilere yardımlarının yanı sıra günlük olarak yaşamın getirdiği problemler ile de ilgilenebilmektedir. Gerekli eğitimler alındıktan sonra psikoterapi uygulayabilirler. Genellikle özel ya da devletin eğitim kurumlarında, kamu kurum ve kuruluşlarda, rehberlik araştırma merkezlerinde, özel danışmanlık merkezlerinde vb. yerlerde çalışmaktadırlar. Bu yerlerde ayrıca ‘pedagog’ olarak görev alabilmektedirler.
Aile ya da Evlilik Danışmanı ise özellikle evli bireylerin ya da ilişki anlamında sorunları bulunan kişilerin başvurduğu bir danışmanlık alt dalıdır. Kişiler özellikle evliliklerinde, ilişkilerinde, bulunan sorunları çözemediği zaman tarafsız bir gözden yardım almak istemektedirler. Bu doğru bir karar olabilmektedir ve böylece kişiler bu danışma esnasında birbirlerini danışmanın da yardımları ile daha iyi anlayarak çözüme daha rahat gidebilmektedirler.
Genel olarak bakıldığında aslında psikolojik destek alabileceğimiz birçok uzman ve kurum olduğunu görebilmekteyiz. Bu kişilerin en büyük ortak noktası toplumun ruh sağlığına dokunmakta çözüm bulmaya yardımcı olmakta ve gerekli desteği her yaştan, her ırktan, her dinden ve her cinsiyetten kişiye ayırt etmeden güven ortamı içerisinde, empati sağlayarak, karşıdaki bireye saygı duyarak sağlamasıdır. Bu şekilde kişilerin içsel yaşamlarına inerek, onların ruhlarına dokunarak iyileşmelerine yardımcı olmaktadırlar ve toplumu iyileştirmektedirler.